sözleşmeyle davalı şirketin ikmâl inşaatını anahtar teslimi götürü bedel esasıyla* TL + KDV'ye üstlendiği; sözleşmede işin bitiş tarihinin* olarak kararlaştırıldığı; * ili Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü Süre Uzatım Komisyonu'nun *tarihli kararıyla* tarihinden itibaren 4 gün süre uzatımı verilerek işin bitiş tarihinin * olarak belirlendiği; verilen ek sürede işin tamamlanarak *tarihinden itibar edilmek üzere geçici kabulün yapıldığı ve geçici kabul tutanağının * tarihinde onaylandığı; işle ilgili 2 adet ara hakediş düzenlendiği, kesin hakediş düzenlenmediği anlaşılmaktadır
Devamı...

Yanlar arasında imzalanan sözleşmenin 10.2.1 maddesinde gecikme halinde sözleşme bedelinin %0,06 oranında günlük gecikme cezası kesileceği belirtilmiş ise de, aynı sözleşmenin 9.2 maddesinde ihale dökümanını oluşturan belgeler arasındaki öncelik sırası belirlenmiş ve Yapım İşleri Genel Şartnamesi’ne (YİGŞ) ilk sırada yer verilmiştir. Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 42. maddesinde ise kabul komisyonunun tespit ettiği eksikliklerin belirlenen sürede yüklenici tarafından giderilmemesi halinde geçecek her gün için giderilecek eksikliklerin durumuna göre sözleşmesinde gecikme cezası olarak yazılı olan miktarın belli bir oranında günlük ceza uygulanacağı belirtilmiştir. Bu nedenle eksikliklerin durumuna, işin mahiyet ve gecikmedeki etkenlere bağlı olarak cezanın belli bir oranda uygulanması sözleşme gereğidir. Nitekim mahkemece alınan bilirkişiler kurulu raporunda da eksikliklerin durumuna göre cezanın %10 oranında uygulanmasının uygun olacağı açıklanmıştır. Bu durumda mahkemece Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 42. maddesinde belirtilen oranda indirim yapılıp yapılmayacağı dosyadaki belgeler, alınan rapor ve eksikliklerin durumu ve aynı inşaatın çevre düzenlemesi ile ilgili sözleşmenin süresinin etkisi de değerlendirilip takdir olunarak dava sonuçlandırılmalıdır. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan sözleşme hükümleri yanlış değerlendirilerek davanın tamamen reddedilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. 
Devamı...

sözleşmenin feshine" yönelik hakkını kullanan davacı iş sahibi, aynı Kanunun * maddesi hükmü gereğince, kendine düşen borcu ödemekten kaçınabileceği gibi; yapmış olduğu ödemeyi de geri isteyebilir. Bundan başka, eğer borçlu kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini kanıtlayamazsa, alacaklı sözleşmenin geçersiz kalmasından doğan zararının tazminini de talep edebilir. Sözleşmenin geriye etkili sonuç doğurur şekilde feshi halinde, kusursuz taraf -somut olayda davacı- karşı tarafa ödediği * TL iş bedelinin iadesiyle birlikte gerçekleşmiş ise, "menfi zararının" tazminini isteme hakkına sahiptir; olumlu zarar istenemez. Menfi (olumsuz) zarar sözleşme yapılmamış veya görüşülmemiş bulunulsaydı uğranılmayacak olan zarardır. Bu kapsamda sözleşmenin uygulanacağına güvenilerek yapılan ve malvarlığını eksilten harcama ve giderlerin karşılığı olumsuz zarar olduğu gibi; daha elverişli koşullarla sözleşme yapma fırsatının kaçırılması sebebiyle gerçekleşen zarar da olumsuz zarar kapsamındadır
Devamı...

sözleşmede gecikme halinde %o5 oranında ceza ödenmesi kararlaştırılmış olup, BK’nın *maddesi uyarınca ifaya ekli ceza niteliğindedir. Davacı * tarihli ihtarnamesi ile akdi feshettiğinden kural olarak cezai şart alacağını talep edemez ise de, ihtarnamedeki beyanı fesih olarak nitelendirilse bile daha sonra akdin fiilen ayakta tutulduğu anlaşılmaktadır. Davacı bu ihtarında ve daha sonra keşide ettiği * tarihli ihtarnamelerinde ceza isteme hakkını saklı tuttuğundan davacının ceza talep edebileceği ortadadır. Nevar ki mahkemece *arihi ile * tarihleri arasındaki süre olan 77 gün için cezai şarta tüm sözleşme bedeli üzerinden yapılan hesaplama ile hükmedilmiştir. Oysa sözleşmedeki gecikmeyle ilgili ceza, teslim edilmeyen işin bedeli üzerinden hesaplanmalıdır. Tüm iş bedelinden yapılan hesaplama doğru değildir. Bu nedenlerle mahkemece bilirkişilerden alınarak ek raporla teslim olunmayan iş bedelince cezai şart alacağı hesap ettirilip belirlenen miktara hükmedilmelidir. Bu hususlar üzerinde durulmadan tüm iş bedelinden yapılan hesaplama ile bulunan miktara hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. 
Devamı...

faturayı alan kimsenin, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde kapsamı hakkında itirazda bulunmaması sonucu fatura kapsamını kabul etmiş sayılabilmesi için, faturanın yanlar arasındaki yazılı sözleşme şartını değiştirecek içerikli olmaması gerekir. Çünkü, yanlar arasında bir yazılı sözleşme mevcut ise, taraflardan birisi tek yanlı olarak sözleşme hükümlerini değiştiremez. Ancak, taraflar arasında bir yazılı sözleşme yoksa, fatura kapsamına sekiz gün içinde itiraz edilmemiş olması halinde, fatura bir yazılı delil niteliği kazanmış ve karşı tarafın susması sonucu olarak da "sözlü" sözleşmenin koşulunun değiştirilmesi hususunda taraf iradeleri birleşmiş olur. Somut olayda ise, az yukarıda açıklandığı üzere; delil sözleşmesine uygun olarak, bedeli uyuşmazlık konusu olan işin fiyatının belirlenmediği davacı tarafça ileri sürülmektedir. İş bedeli delil sözleşmesine göre belirlenmemişse, fatura kapsamına süresinde itiraz etme zorunluluğu yoktur
Devamı...

Taraflar arasındaki akdi ilişki sözleşme tarihinde yürürlükte olan mülga BK'nın *maddesinde tanımlanan eser sözleşmesi niteliğinde olup bu sözleşmeler karşılıklı borçlar doğuran tam iki yanlı sözleşmelerdendir. Kural olarak, Borçlar Kanunu hükümlerine göre, akdin feshine ilişkin irade beyanı tek taraflı bozucu yenilik doğuran haklardan olup, karşı tarafın kabulüne bağlı olmaksızın ona ulaşmasıyla hüküm doğurur. Bu durumda taraflar arasındaki hukuki ilişkininde tasfiyesine karar vermek gerekir. Somut olayda davacı tarafından sözleşmenin tek yanlı olarak feshedilip davalıya bildirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece sözleşme eki yapım işleri genel şartnamesi * maddeye göre fesih kesin kabul tarihinin * tarihi olması gerektiği dava tarihi itibarıyla kesin hesabın tasdik olmadığı kabul edilmiş ise de aynı şartnamenin 48. maddesinde fesih halinde hesabın genel hükümlere göre tasfiye edileceğinden bahsedilmektedir. Bu hüküm ve davacı idare tarafından sözleşmenin feshedildiği hususu dikkate alındığında mahkemece tasfiye hesabının çıkarılmasının gerekirken olayda uygulama yeri olmayan YİGŞ *maddesine dayanılarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Yapılması gereken iş konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile tüm hakedişler ve sözleşme hükümleri birlikte değerlendirilmek suretiyle tasfiye hesabının çıkarılarak davacının alacaklı olup olmadığının belirlenip sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan bu gerekçeye kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

tespit dosyası incelenmesinde, davalı şirket vekilince, eldeki davanın davacısı*Şti. aleyhine boya işi yaptırıldığı, ancak ayıplı olduğu iddiasıyla ayıpların tespiti amacıyla mahkemeden bilirkişi incelemesi istenildiği ve yukarıda sözü edilen davacının dayandığı teklif belgesinin de sözleşme olarak eklendiği görülmüştür. Buradaki kabule göre davacı ile dış cephe boyası yapılması konusunda akdî ilişkinin ….. Ltd.Şti. ile kurulduğunun kabul edildiği anlaşılmaktadır. O halde anılan sözleşme çerçevesinde ve dosyadaki kanıtlara göre uyuşmazlığın esasının incelenerek sonucuna uygun hüküm kurulması gerekirken, adı geçen davalının tespit dosyasındaki kabulü gözetilmeden akdî ilişkinin varlığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, aktif  husumet yokluğundan reddedilen davada maktuyu geçmemek üzere nisbi vekâlet ücreti yerine fazla vekâlet ücreti takdiri de kabul biçimi bakımından doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Devamı...

Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin 40. maddesi uyarınca ise, geçici hakedişler kesin ödeme niteliğinde değildir ve ödemeler kazanılmış hak sayılmamak üzere geçici hakediş raporları ile ödeneceğinden davalıyı bağlamaz. Bu itibarla davacı alt yüklenici, davaya konu 57 numaralı hakedişe konu imalât bedeline hak kazandığını yasal delillerle ispatlamak zorundadır. Bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş, yerinde keşif yapmak suretiyle hakedişe konu imalâtın yapılıp yapılmadığını, yapılmışsa davacının ne miktarda iş bedeline hak kazandığını belirleyen uzman bilirkişi kurulundan rapor alarak oluşacak sonuç doğrultusunda karar vermek olmalıdır.
Devamı...

Taraflar arasında imzalanan * tarihli sözleşme ile … katlı otoparkının davacı yüklenici tarafından yapımının üstlenildiği, sözleşme süresinin yer tesliminden itibaren * gün olduğu, yer tesliminin gecikmeli olarak yapıldığı, sonrasında hafriyat çalışmaları esnasında temelde tarihi kalıntılar bulunması sebebiyle inşaatın durdurulduğu, inşaata yeniden başlanılması için …. Kurulu kararının beklenildiği, bu süreçte taraflar arasında karşılıklı ihtarlar keşide edildiği, anlaşılmıştır. Dosyada mevcut bulunan aralarında bilirkişinin de bulunduğu * tarihli raporda, "katlı otopark yapılmasına konu alanın … Bakanlığı … Kurulu'nun * tarih ve * numaralı kararı ile … ili, … İlçesi, *parselde bulunan katlı otopark altındaki kültür varlıklarını içerisine alan bölüm üçüncü derecede arkeolojik sit alanı olarak tescillendiği, yine kurul tarafından alınan * gün ve * nolu karar ile söz konusu alandaki kültür varlıkları kalıntılarının koruma altına alınmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Diğer yandan, bahse konu kültür varlığının … sayılı … Kanunu'nun * maddede belirtilen 'Korunması gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları' kapsamına girdiği, anılan Yasa'nın * maddesinde a.*sıralarında belirtilen 'kültür varlığı" 'ören yeri" tanımına uyduğu ve söz konusu alanlarda ilgili yasalar ve ilgili Kurul Kararları çerçevesinde faaliyette bulunulması gerektiği" mütalaa olunmuştur. Böylelikle, sözleşme konusu imalâtın yapımı sırasında *sayılı kanun kapsamında korunması gereken tarihi eserin ortaya çıkması nedeniyle … Kurulundan onay alınması, tadilat projeleri yapılması, gerektiği, bunların yapımının işin süresini uzattığı ve işin seyrini de değiştirdiği gibi, bu arada davacı yüklenicinin*Mahkemesi'nin * Esas sayılı dosyasında iflas ertelenmesi davası açtığı ve davanın derdest ve rüyet olup, Yargıtay … Dairesi'nin * günlü bozma ilâmından sonra henüz karara bağlanmadığı, bu durumda aradan geçen süre de gözetildiğinde ortaya çıkan ve elde olmayan nedenlerle, sözleşmenin ifasının taraflardan beklenemeyeceği, davalı idarece de tasfiyeye karar verilip, feshedilmediği anlaşılmıştır. Bu hali ile fesih bulunmadığından davalının haksız feshinden söz edilemeyeceğinden davacının kâr kaybı isteminin dayanağı bulunmamaktadır. Kâr kaybı alacağı ve bu alacağa ait işlemiş faize ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden kabul kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Devamı...

sözleşmenin düzenlenmesinden sonra değişik tarihli sözleşmelerin düzenlendiği anlaşılmakta olup davacı yeni sözleşmelerin aslında yeni sözleşme olmadığını, ilk sözleşmenin hata ve hile ile içeriklerinin değiştirildiğini iddia etmiş, davalı da ilk sözleşmenin * tarihli sözleşme iken sonradan bu sözleşmede değişik tarihlerde detaylandırma, değişiklikler yapıldığını iddia etmiş, yargılama sırasında taraflar arasında değişiklik metinleri konusunda uzlaşma sağlanamamıştır. Bu durumda incelemenin her iki tarafın anlaştığı ilk sözleşme olan *tarihli ilk sözleşmeye göre yapılması gerekmektedir. Bu sözleşmede imalât bedeli * TL anahtar teslimi götürü bedel olarak kararlaştırılmıştır. Sözleşmedeki bedel, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte olan BK'nın *maddesinde tanımlanan götürü bedeldir. Götürü bedelli işlerde, yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin saptanması yada iş sahibinin ödemesinin fazla olup olmadığının belirlenmesi için gerçekleştirilen imalâtın eksik ve kusurlar da dikkate alınarak tüm işe oranının tespiti, bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hak edilen bedelin saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplanması gerekmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar açıklanan ilkeye uygun olmadığından yapılması gereken iş hükme esas alınan bilirkişilerden açıklanan ilkeye uygun olarak hesaplama yapılmak üzere ek rapor alınıp ihtilâfsız ödeme olan * TL'nın mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir
Devamı...

Davalı yüklenici ile dava dışı davacının ikamet ettiği binanı yönetimi olan … ile *Çatı Yenilenmesi, Bina Drenajı, Bina Merdivenleri Tamiri, Bakımı ve Boyanması, Otopark Üstü İzolasyonu ve Drenaj Bağlantısı, Otopark Alt Katlarının Bilumum Tadilat İşlerinin Hizmet Sözleşmesi başlıklı sözleşmenin düzenlendiği ve bu kapsamda kat maliki olan davacının davaya konu *adet * TL bedelli senet düzenleyerek davalı yükleniciye verdiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunmamakta ise de; davacının davalı şirket dava dışı site ile davalı arasında düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında senet verdiği çekişmeli olmadığına göre bu senetlerden dolayı menfi tespit talep edebileceği kabul edilmiştir. Bu kabulden sonra davalı yüklenicinin davacı iş sahibinden varsa alacak miktarının belirlenip buna göre senet bedellerinden davacının ne kadar borçlu olduğu hususunun tespiti gerekir.O halde mahkemece yapılacak iş; HMK'nın *ve devamı madde hükümlerine uygun seçilecek bir inşaat bilirkişisi marifetiyle dosya üzerinden dosyada mevcut delil tespit raporu ve bulgular da değerlendirilerek davalı yüklenicinin hak ettiği iş bedeli belirlenmeli, yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra dava konusu senetlerden dolayı davacının borçlu olmadığı miktar belirlenmeli, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişle rapor alınarak tüm bu değerlendirmeler ışığında karar verilmesinden ibaret olmalıdır
Devamı...

Hükme dayanak yapılan asıl ve ek rapor denetime elverişli olmadığı gibi, sözleşme ve eklerine de aykırıdır. Sözleşme bedeli KDV hariç … TL olarak kararlaştırılmıştır. KDV'nin ilavesiyle sözleşme bedeli … TL'dir. Sözleşme kapsamında kalan işlerin, "işin detayına ekli teklif listesine" göre yapılacağı belirtilmiştir. Davada ayrıca sözleşme dışı imalâtın da bulunduğu belirtilerek bunlarla birlikte sözleşme kapsamı dahil toplam iş bedeli alacağından ihtilafsız olan … TL ödemenin mahsubu ile bakiye alacak istenmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, HMK'nın 266 ve devamı maddelerinde öngörülen şekilde oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulu vasıtasıyla inceleme yapılmalı, sözleşmekapsamındaki işlerin, sözleşmedeki götürü bedele göre, sözleşme dışı imalâtın ise vekâletsiz iş görme hükümlerine göre hesaplattırılarak böylece toplam alacak bulunmalı, bundan ihtilafsız ödeme tutarı düşülerek kalana göre hüküm kurulmasından ibarettir. Eksik inceleme, yetersiz bilirkişi raporuyla hükme varılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur….
Devamı...

sözleşme ve fesih tarihinde yürürlükte olup olayda uygulanması gereken Borçlar Kanunu'nun*maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un * maddesinde gösterilen "kesinti yöntemi" esas alınarak hesaplanması gerekir. Kesinti yöntemine göre yüklenicinin fesih sebebiyle yapamadığı sözleşmekonusu işlerin geri kalan kısmından dolayı mahrum kaldığı kâr kaybının, öncelikle yapılmayan işin sözleşmenin feshi tarihindeki bedelinin (eser tamamlanmış, borç ifa edilmiş olsaydı yüklenicinin eline geçecek bedel ile sözleşmesine göre yapılan imâlat sebebiyle yükleniciye ödenen ya da ödenecek bedel farkı) tespit edilmesi, bulunacak bu bedelden yüklenicinin işi fesih sonucu tamamlamaması sebebiyle sağladığı tasarruf (malzeme, işçilik, sigorta, vergi vs. masraflar) ile bu süre içinde başka bir iş yapıp çalışmışsa ya da başka bir iş yapmaktan kaçınmışsa kazanabileceği miktarlar belirlenip bulunacak bu miktarların ilk olarak bulunan yapılmayan iş bedelinden çıkartılarak hesaplanması gerekir…. O halde mahkemece kâr kaybının az yukarıda açıklanan ilke ve yönteme uygun olarak hesaplanması için yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, iş sahibi tarafından feshedilmeyen ayakta olan sözleşmeye dayalı kâr kaybı hesabı yapan rapora itibarla yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Devamı...

yapılan araştırma ve inceleme yetersiz olup, eksik araştırma ile karar verilemez. Şöyleki; Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 25. maddesinde, "Yüklenicinin taahhüdünü ihale dökümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi (yer teslimine yanaşmaması, işin bütününün tek alt yükleniciye yaptırılması veya onaya tabi işlerde izinsiz alt yüklenici çalıştırılması, sözleşmenin izinsiz devri, izinsiz temlik, süresi biten teminat mektubunun süresinin uzatılmaması, iş programının aksatılması gibi sözleşmeye aykırı davranışlar) veya işi süresinde bitirilmemesi hallerinde, ihale dökümanında belirtilen oranda gecikme cezası uygulanmak üzere, İdarenin en az on gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarına rağmen aynı halin devam etmesi durumunda, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir." düzenlemesi bulunmaktadır. Sözleşmenin bu maddesindeki 10 günlük süre feshedilemeyen süre olup bu süre içinde gecikme cezasının uygulanacağı da kabul edildiğinden, davalı iş sahibinin feshedilemeyen bu 10 günlük süre ile ilgili olarak gecikme tazminatı istemesi mümkündür. Davalı idarece imzalanan (3) nolu hakedişte feshedilmeyen süreye ilişkin 10 günlük karşılığı cezanın hesaplanarak alacaktan mahsubu yerine * gün karşılığı * TL gecikme cezası uygulanması sözleşmenin yukarıdaki maddesine aykırı olmuştur. Bu nedenle mahkemece yapılacak iş, davalı işsahibinin 10 günlük ceza dışındaki isteminin reddi gerektiğinden, davalı iş sahibinin (10) günlük feshedilemeyen süreye ilişkin gecikme cezası hesaplanarak, kalan süre yönünden idarenin gecikme cezası isteminin reddiyle yüklenici alacağının belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Kararın açıklanan bu nedenle bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Mahkemece hüküm altına alınan alacağa * tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür. Dosya kapsamından faize başlangıç yapılan tarihin yüklenici tarafından tek taraflı olarak çıkartılan kesin hesabın iş sahibi idareye verildiği tarih olduğu anlaşılmaktadır. Yüklenicinin kesin hesabı çıkarıp idareye vermesi kesin hesaptan kaynaklanan alacak yönünden idareyi temerrüde düşürmez. Sözleşme tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken Borçlar Kanunu'nun * maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile temerrüde düşeceğinden ve dava öncesi borçlunun ihtarla temerrüde düşürüldüğüne dair iddiada bulunup kanıtlanmadığından temerrüt davanın açıldığı * tarihinde oluşmuştur. Mahkemece temerrüt tarihinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek faizin dava tarihi yerine önceki bir tarihten başlatılması doğru olmamıştır.
Devamı...

faize başlangıç yapılan tarihin yüklenici tarafından tek taraflı olarak çıkartılan kesin hesabın iş sahibi idareye verildiği tarih olduğu anlaşılmaktadır. Yüklenicinin kesin hesabı çıkarıp idareye vermesi kesin hesaptan kaynaklanan alacak yönünden idareyi temerrüde düşürmez. Sözleşme tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 101/1. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile temerrüde düşeceğinden ve dava öncesi borçlunun ihtarla temerrüde düşürüldüğüne dair iddiada bulunup kanıtlanmadığından temerrüt davanın açıldığı 14.07.2005 tarihinde oluşmuştur. Mahkemece temerrüt tarihinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek faizin dava tarihi yerine önceki bir tarihten başlatılması doğru olmamıştır. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK'nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 Sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur
Devamı...

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı … tarafından sözleşmenin kurulması istemine ilişkin olarak açılmış, mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı vekili, müvekkili kurumun 6200 sayılı Kanun'la verilen yetkiye dayanarak sulama kooperatiflerinin tesislerini yapıp, monte ederek çalışır vaziyette teslim ve devrettiğini, devir sözleşmesi ile pompaj tesislerinin intifa hakkının kooperatife geçmekte olduğunu, mülkiyetin ise, bedel ödeninceye kadar idarede kaldığını, taraflar arasında imzalanan 22.11.2012 tarihli ön sözleşmenin imzalamasını müteakip işlemleri yapıp tesislerin kurulup devire hazır hale getirildiği halde, davalı kooperatifçe sözleşmenin imzalanmadığını, sözleşmenin kurulmasına karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilerek sözleşmenin kurulmasına ve sözleşme şartlarının da düzenlenmesine karar verilmiştir
Devamı...

Dava, eser sözleşmesinin feshine, fazla ödenen bedelin iadesine, iş bedeli karşılığı verilen senetlerin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Davalı, fesihte davacının haksız olduğunu, ödemelerin vadesinde yapılmadığından işin ifa ile sonuçlanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulü ile asıl ve ek sözleşmelerin feshine
Devamı...

maddi vakıaları ileri sürüp ispatlamak taraflara, hukuki tavsif hakime aittir. Taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki niteliğine ve sözleşmenin feshinin tek taraflı, karşı tarafa varması gerekli irade beyanı şeklinde bir hukuki işlem olmasına göre, dosya kapsamında yer alan belgeler ve özellikle dava dilekçesi içeriği incelendiğinde, davacı talebinin feshin haksızlığının tespit edilerek bu kapsamda işin tasfiye kesin hesabının çıkarılması, oluşan bedelin de tahsili istemi olarak kabulü gerekir…. Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece görev itirazının reddi ile tarafların delilleri sorulup toplanarak işin yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde ve esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle yargı yolu nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

, taraflar arasında sözleşmenin feshi konusunda taraf iradelerinin birleştiğinden söz edilemeyeceği gibi, mahkemece sözleşmenin feshine dair bir karar da verilmemiş, aksine sözleşmenin ayakta olduğu kabulüne dayalı olarak nama ifaya ve satışa izin kararı verildiği açıktır. Bu durumda, sözleşme halen geçerli bir sözleşme olduğundan, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 106. ve diğer maddeleri uyarınca temerrüt kuralları dahilinde davacı arsa sahiplerinin taleplerinin değerlendirilip, buna uygun bir karar verilmesi gerekirken sözleşmenin feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, karar başlığında davacı Dimitra Köknar olduğu halde, yerine onun adına hareket ederek davayı takip eden avukata vekaletname veren Ü.. Ç..'nun adının davacı olarak yazılmış olması da doğru değildir….
Devamı...

, taraflar arasında sözleşmenin feshi konusunda taraf iradelerinin birleştiğinden söz edilemeyeceği gibi, mahkemece sözleşmenin feshine dair bir karar da verilmemiş, aksine sözleşmenin ayakta olduğu kabulüne dayalı olarak nama ifaya ve satışa izin kararı verildiği açıktır. Bu durumda, sözleşme halen geçerli bir sözleşme olduğundan, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 106. ve diğer maddeleri uyarınca temerrüt kuralları dahilinde davacı arsa sahiplerinin taleplerinin değerlendirilip, buna uygun bir karar verilmesi gerekirken sözleşmenin feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, karar başlığında davacı Dimitra Köknar olduğu halde, yerine onun adına hareket ederek davayı takip eden avukata vekaletname veren Ü.. Ç..'nun adının davacı olarak yazılmış olması da doğru değildir..
Devamı...

eser sözleşmesinin BK'nın *maddesi hükmünce haklı olarak feshedilmesi durumunda feshedenin, aynı Yasa'nın * maddesi uyarınca uğradığı zararları talep edebileceği gerek Yargıtay uygulamasında gerekse doktrinde kabul edilmektedir. Genel olarak bu zararlar, kaçırılan fırsat (menfi zarar) olarak tanımlanmakta olup, sözleşmenin yapılmaması halinde uğranılamayacak zarar olarak ortaya çıkmaktadır. Kaçırılan fırsat, yüklenicinin sözleşmesine göre yapımını üstlendiği halde yapmadığı işin makul süredeki yeniden yapım bedeli ile sözleşmenin yapıldığı tarihte kendisinin sözleşme ilişkisine bağladığı teklife en yakın alınabilecek teklif fiyatı arasındaki farktan ibarettir. Menfi zararın belirlenirken, işin başkasına ihale edilememesi nedeniyle kaçırılan fırsat, kısaca ihaleye en yakın teklif fiyatı ile yeniden yaptırılmak zorunda kalınan fiyat arasındaki fark olarak hesaplanmalıdır.Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, davalıya ihale edilen işle ilgili olarak tüm işlem dosyası ve fesihten sonra dava dışı üçüncü kişiyle yapılan sözleşme ve ihale dosyası celbedilerek, bilirkişi kurulundan alınacak ek rapor ile az yukarıda belirtilen “kaçırılan fırsat” esasına göre istenebilecek menfi zararın hesaplanıp hüküm altına alınmasından ibarettir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir
Devamı...

Yargıtay bozma ilâmına uyulmakla ilâm gereği yerine getirilmelidir. Sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin ara hakedişlere itiraz usulünü düzenleyen 40. maddesinde, yüklenicinin itirazlarını belirtilen şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı belirtilmiştir. Yüklenici dava konusu işte düzenlenen ara hakedişlere itiraz etmeden imzalanmıştır. Yüklenici itirazı * tarih ve (12) nolu kesin hakedişte, “idareye verilen *sayılı dilekçemde yazılı ihtirazı kayıtla imzalanmıştır.” biçiminde kayıt koyarak anılan şartname hükümlerince usulüne uygun itiraz etmiştir. Bu durumda yüklenici sadece kesin hakedişte yeralan ve 19.10.2007 günlü dilekçesindeki itirazlarının incelenmesini ve varsa alacağının ödenmesini isteyebilir. Ara hakedişlere giren miktarlar yüklenici bakımından kesinleşmiştir. O halde mahkemece yapılması gereken iş; bilirkişilerden ek rapor alınarak yüklenicinin kesin hakedişe giren miktara göre alması gereken fiyat farkının itiraz dilekçesiyle birlikte değerlendirilerek saptanması ve bu miktarın hüküm altına alınmasından ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı gerekçeyle hükme varılması usul ve yasaya aykırı olmuş, hükmün bozulması uygun bulunmuştur.
Devamı...

yüklenicinin* tarihli fesih ihtarı *günü davacı taşerona tebliğ edildiğinden sözleşme ilişkisi bu tarihte sona ermiş ve sözleşmeyle feshe bağlı alacaklar bu tarih itibariyle muaccel hale gelmiş ve zamanaşımı işlemeye başlamıştır. Bu tarihten *dava tarihine kadar 5 yıl zamanaşımı süresi geçmiştir. Ancak * tarihli 2 nolu hakediş tutanağının sol alt kısmında, not ibaresi yanında "davacı şirketin yetkilisi B.Y. Bey'in 7 nolu tutanakta belirtmiş olduğumuz gibi 431 adet tokuzu sahada teslim alınmış olup kendisine * TL ödenecektir" yazılarak tarihte atılmak suretiyle davalı yüklenici şirketin yetkili proje müdürü Zeki Ateş tarafından imzalanmıştır. Söz konusu yazılı beyan ihtiva ettiği miktar itibariyle * Borçlar Kanunu'nun * maddesinin ikinci fıkrasında ifade edilen senetle ikrar edilmiş borç mahiyetindedir. Bu belge tarihinden dava tarihine kadar da aynı fıkrada belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresi geçmemiştir.Bu durumda mahkemece kabul ve ikrar edilen * TL üzerinden temerrüt durumu araştırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan yanlış değerlendirmeyle davanın tümden reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi incelendiğinde, davacı tarafın makul bir süre içerisinde inşaat ruhsatını almadığı, davanın açıldığı tarih itibariyle inşaatın mühürlü olduğu anlaşıldığından, davalı arsa sahibinin davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemez. Bu nedenle, davalı arsa sahibinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden dolayı sorumlu tutulmaması gerekirken sorumlu tutulmuş olması doğru değilse de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden6100 Sayılı HMK nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Devamı...

toprak olması gerekirken beton perde üzerine mebran yapıştırma + toprak dolgu işlemi yapıldığı, yüklenicinin projeye göre eksik imalat yapması nedeniyle davacının uğradığı maddi zararın giderilmesi için* TL bedel gerekeceği belirtilmiş, davacı iş sahibi ihtara rağmen imalat hataları ve eksiklikler giderilmediğinden tesbit raporuna dayanarak ve fazlaya dair talep haklarını saklı tutarak inşaatın hatalı imal edilmesi nedeniyle *TL, gecikmeden dolayı kazanç kaybı nedeniyle de* TL olmak üzere toplam * TL nin davalı yükleniciden tahsili için iş bu davayı açmıştır. Yargılamanın devamı sırasında üç ayrı bilirkişiden rapor alınmış, raporların tümün yüklenici tarafından yapılan inşaattaki ayıbın giderilme bedeli hesaplanmış, son olarak alınan* tarihli rapora ek olarak düzenlenen* tarihli raporda davacıya ait 12 bağımsız bölümden oluşan binanın tüm bağımsız bölümlerinde, her bir bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle değerinin yüzde 5 i oranında değer kaybı oluşacağı, bunun tutarının da*TL olduğu belirlendiğinden ayıbın giderilme bedeli * TL ile birlikte davacının ıslah talebi de nazara alınarak*TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir
Devamı...

sözleşme konusu inşaat işlerinin yapıldığı ve bu davalıların görevli oldukları dönemde yürürlükte bulunan Bayındırlık İşleri Kontrol Yönetmeliği hükümleri değerlendirilmek ve ayrıca Borçlar Kanunu nun *maddeleri hükümleri uygulanmak suretiyle ve mesleki yeterlilikleri ve ayrıca görevlendirildikleri iş hacimleri, görev ve yetki alanları da değerlendirmeye esas alınarak davalı … nun inşaatın tesisat işlerinden ötürü sorumluluk derecesi yani kusur oranı ve sorumlu tutulması gereken tazminat tutarı; teknisyen … nın da inşaat kontrolörü olarak kusuru ve sorumlu olduğu tazminat tutarının belirlenmesi gerekir.
Devamı...

Eser sözleşmelerinde yüklenicinin işi ayıplı ifası halinde ayıbın giderilmesi bedeline hükmedildiği takdirde eserde ayrıca değer kaybı oluşacağı kabul edilemeyeceğinden ayıbın giderilmesi bedeli * ile birlikte ayrıca değer kaybı adı altında * ye hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden de davalı yüklenici … lehine bozulması gerekirken temyiz incelemesinde bu husus zuhulen gözden kaçırıldığından Dairemizin bozma ilamına ayrı bir bent halinde eklenmesi suretiyle kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
Devamı...

Davalılardan … ve … nın kusuru ve sorumluluk derecesinin belirlenmesi, yukarıda özetle açıklanan yasal sorumluluk koşulları da gözetilerek, sözleşme konusu inşaat işlerinin yapıldığı ve bu davalıların görevli oldukları dönemde yürürlükte bulunan Bayındırlık İşleri Kontrol Yönetmeliği hükümleri değerlendirilmek ve ayrıca Borçlar Kanunu nun * maddeleri hükümleri uygulanmak suretiyle ve mesleki yeterlilikleri ve ayrıca görevlendirildikleri iş hacimleri, görev ve yetki alanları da değerlendirmeye esas alınarak davalı … nun inşaatın tesisat işlerinden ötürü sorumluluk derecesi yani kusur oranı ve sorumlu tutulması gereken tazminat tutarı; teknisyen … nın da inşaat kontrolörü olarak kusuru ve sorumlu olduğu tazminat tutarının belirlenmesi gerekir.
Devamı...

bir üçüncü şahsın edimini borçlanan kimse, üçüncü şahsın edimini yerine getirmemesinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür. Başkasının edimini borçlanmada borçlu diğer bir şahsın edimini onun mümessili sıfatıyla hareket etmeksizin kendi adına ve hesabına yaptığı bir sözleşme ile taahhüt etmektedir. Edim yerine getirilmezse bundan doğacak zarardan edimi taahhüt edilen üçüncü şahıs değil, edimi taahhüt eden kimse sorumlu olmaktadır. Başkasının edimini borçlanma bir tür garanti sözleşmesi olup, edimi taahhüt edilen kimsenin borcundan bağımsız bir borç doğurmaktadır
Devamı...

asıl davada istenen maddi tazminat, eksik ve kusurlu işlerin giderim bedeline ilişkindir. Sözleşme konusu inşaatların yıktırılıp kaldırılarak yerine sözleşmedeki koşullarla inşaatların yapılması gerektiği kabul edilmiş olduğuna göre, buna ilişkin maddi tazminatın kapsamı içinde kalan eksik ve kusurlu işlerin bedeline ayrıca hükmedilemez. Buhukuksal sebeple, davalılar … mirasçıları ile … hakkındaki asıl davanın reddi gerekirken, mahkemece kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Devamı...

hizmet binası ve lojmanlarındaki eksik ve kusurlu işler kapsamında kalorifer ve sıhhi tesisatlarda görülen eksik ve kusurlu işlerden dolayı * TL diğer eksik ve kusurlu işlerden dolayı da **TL maddi tazminatın tahsili istenmiş olduğu halde, birleşen davada ise hizmet binası ve lojman binasının yeniden yapım bedeli ile yıkım maliyet bedelinin toplamı olan *TL nin davalılardan tahsili istenmiştir.
Devamı...

, asıl davada istenen maddi tazminat, eksik ve kusurlu işlerin giderim bedeline ilişkindir. Sözleşme konusu inşaatların yıktırılıp kaldırılarak yerine sözleşmedeki koşullarla inşaatların yapılması gerektiği kabul edilmiş olduğuna göre, buna ilişkin maddi tazminatın kapsamı içinde kalan eksik ve kusurlu işlerin bedeline ayrıca hükmedilemez. Buhukuksal sebeple, davalılar … mirasçıları ile … hakkındaki asıl davanın reddi gerekirken, mahkemece kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Devamı...

İş sahibi tarafından, davalı … Şirketi ile yüklenici aleyhine açılan davada, yüklenici … ün sözleşme konusu binanın kaba inşaatını hatalı yapması nedeniyle uğranılan zarar ve kazanç kaybının tahsili, diğer davalı … şirketinin ise denetimdeki kusuru nedeniyle ödenen bedelin istirdadı talep edilmiş, mahkemece her iki davalıya yönelik istemlerin kısmen kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine yapı denetim şirketinin tüm, davacı ile davalı … nin sair temyiz itirazlarının reddine hükmün davacı ile davalı … yararına bozulmasına dair
Devamı...

tarihinde işlerin geçici kabulünün yapıldığı, kesin kabulün yapılmadığı, inşaatların tesisat kontrolörlüğü işini ….Müdürlüğü nde görevli Mühendis … nun yüklendiği, inşaatların kontrolü görevini ise inşaat teknikeri olan ….ı nın yürüttüğü ve inşaatın yıktırılıp yeniden yapılmasını gerektirecek ve kabul edilmeyecek derecede ayıplı olmasında tüm davalıların kusurlarının etkili olduğu
Devamı...

Eser sözleşmelerinde yüklenicinin işi ayıplı ifası halinde ayıbın giderilmesi bedeline hükmedildiği takdirde eserde ayrıca değer kaybı oluşacağı kabul edilemeyeceğinden ayıbın giderilmesi bedeli * ile birlikte ayrıca değer kaybı adı altında *ye hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden de davalı yüklenici … lehine bozulması gerekirken temyiz incelemesinde bu husus zuhulen gözden kaçırıldığından Dairemizin bozma ilamına ayrı bir bent halinde eklenmesi suretiyle kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
Devamı...

alınarak sözleşme konusu inşaatların kabul edilemeyecek derecede gizli ayıplı olduğunun ve ayıplı yapıların yıktırılarak kaldırılması masrafı dahil,* TL maddi tazminattan davalıların sorumlu olduğu kabul edilerek ve esas davada istenen maddi tazminat tutarının mahsubuyla birleşen davada *TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Oysa, asıl davada istenen maddi tazminat, eksik ve kusurlu işlerin giderim bedeline ilişkindir. Sözleşme konusu inşaatların yıktırılıp kaldırılarak yerine sözleşmedeki koşullarla inşaatların yapılması gerektiği kabul edilmiş olduğuna göre, buna ilişkin maddi tazminatın kapsamı içinde kalan eksik ve kusurlu işlerin bedeline ayrıca hükmedilemez. Bu hukuksal sebeple, davalılar … mirasçıları ile … hakkındaki asıl davanın reddi gerekirken, mahkemece kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

Eser sözleşmelerinde yüklenicinin işi ayıplı ifası halinde ayıbın giderilmesi bedeline hükmedildiği takdirde eserde ayrıca değer kaybı oluşacağı kabul edilemeyeceğinden ayıbın giderilmesi bedeli * ile birlikte ayrıca değer kaybı adı altında* ye hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden de davalı yüklenici … lehine bozulması gerekirken temyiz incelemesinde bu husus zuhulen gözden kaçırıldığından Dairemizin bozma ilamına ayrı bir bent halinde eklenmesi suretiyle kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
Devamı...

tarihli bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınarak sözleşme konusu inşaatların kabul edilemeyecek derecede gizli ayıplı olduğunun ve ayıplı yapıların yıktırılarak kaldırılması masrafı dahil, *TL maddi tazminattan davalıların sorumlu olduğu kabul edilerek ve esas davada istenen maddi tazminat tutarının mahsubuyla birleşen davada * TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Oysa, asıl davada istenen maddi tazminat, eksik ve kusurlu işlerin giderim bedeline ilişkindir. Sözleşme konusu inşaatların yıktırılıp kaldırılarak yerine sözleşmedeki koşullarla inşaatların yapılması gerektiği kabul edilmiş olduğuna göre, buna ilişkin maddi tazminatın kapsamı içinde kalan eksik ve kusurlu işlerin bedeline ayrıca hükmedilemez. Buhukuksal sebeple, davalılar … mirasçıları ile … hakkındaki asıl davanın reddi gerekirken, mahkemece kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

Yapı Denetim Yasası uyarınca yapı denetimi sözleşmesini yapmak görevi arsa sahibinindir. Vekaleten de olsa yüklenicinin sözleşme yapmak yetkisi yoktur. Her ne kadar arsa sahibi sözleşmeyi yapacağını bildirmiş ise de denetim ücretinin yüklenici tarafından karşılanması koşulunu ileri sürmüştür. Sözleşmelerinde yapı denetim ücretinden yüklenicinin sorumlu olacağı belirtilmediği gibi aksine az yukarıda değinilen sözleşme maddelerince görüleceği üzere önceki yüklenicinin gerçekleştirdiği yüzde 54 oranındaki imalatın yasal sorumluluğunu arsa sahibi yükümlenmiştir. Bu nedenle yapı denetim sözleşmesiyle ücretinden arsa sahibinin sorumlu olduğu kabul edilmelidir
Devamı...

Eser sözleşmelerinde yüklenicinin işi ayıplı ifası halinde ayıbın giderilmesi bedeline hükmedildiği takdirde eserde ayrıca değer kaybı oluşacağı kabul edilemeyeceğinden ayıbın giderilmesi bedeli * ile birlikte ayrıca değer kaybı adı altında * ye hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden de davalı yüklenici … lehine bozulması gerekirken temyiz incelemesinde bu husus zuhulen gözden kaçırıldığından Dairemizin bozma ilamına ayrı bir bent halinde eklenmesi suretiyle kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir
Devamı...

Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından ihalesi açılan ve davalı şirkete ihale olunan  Kanalizasyon İstasyonu ve Kanalizasyon Şebeke Pompa Ana Kollektör İnşaatı Terfi Hatları işinin bir bölümünü davalı ile imzalanan "Taşeron anlaşması" gereğince davacı şirketin üstlendiğini, taşeronluk anlaşması gereğince üstlenilen işin "Koruge borularının CCTV kamera ile kontrolünün yapılması, içerisinde herhangi bir çamur, inşaat artığı veya hernenam altında olursa olsun her türlü malzemenin temizlenmesi, sızıntı olması halinde boru içerisinden kimyasal ve balon yöntemi ile onarımının yapılması ve kamera kayıtlarının hazırlanarak işverene teslimi"nden ibaret olup, davacının edimin yerine getirmesine rağmen ödenmeyen iş bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir
Devamı...

Dava, ayıp ve eksik işler bedelinin tahsili talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir. Davacı iş sahibi …vekili, davalı taraf ile ihale sonucu imzalanan aynı tarihli 3 adet anahtar teslimi götürü bedel inşaat sözleşmesi kapsamında yapılan işle ilgili geçici ve kesin kabullerinin yapıldığını ancak sonrasında ayıplı imalat sayılabilecek bazı imalat hatalarının ortaya çıktığını belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını da saklı tutarak şimdilik *TL ayıplı imalat bedeli ile* TL tespit masrafının * teminat tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, davalı yüklenici şirket vekili ise, davanın zaman aşımına uğradığını, daha önce açtıkları iş bedeli tahsili davasında bu hususun değerlendirildiğini ayıpla imalatın bulunmadığını, ayıp ihbarının yapılmadığını varsa dahi ayıpların kullanım hatasından kaynaklandığı iddaası
Devamı...

Peyzaj Projesinin hazırlanıp uygulanması, taşeronlarla ihale edilişi ve yapılan işlerin denetlenmesi konusunda * tarihinde imzalanan Mimari Projelendirme ve Kontrollük Hizmetleri Profesyonel Servis Hizmetleri sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, yapılan işlerin ayıplı olduğu
Devamı...

Mahkemece, … geçici kabul heyeti tarafından projede yer alan yavaş çalışma pisti inşaatından vazgeçildiği, bunun yerine proje değişikliği yapılarak, sözleşmenin %30'unu aşmayan imalat değişiklikleri ve ilave imalatlar yapılmadığı, kontrol teşkilatının yazısı ve ekindeki listede karar altına aldığı imalat değişiklikleri ve ilave imalatların davalı müteahhit tarafından …'nün yazılı onayı beklenmeksizin geçici kabule hazır hale getirildiği, … İnşaat ve Teknik İşler Daire Başkanlığı'nın  yazısında yavaş çalışma pisti inşaatının yapımından vazgeçildiği, bu vazgeçilen imalatlar yerine ilave işler ve değişikliklerin yaptırıldığı, yaptırılan ilave işler ve değişik işlerin toplam bedelinin *TL olduğu ve bu bedelin yapımından vazgeçilen yavaş çalışma pistinin ihale bedeli olan * TL olduğunun belirtildiği, tüm bu hususlar dikkate alındığında, sözleşmeye göre yapılması gerekip de, yapılmayan eksik bırakılan iş olarak yavaş çalışma pistinin yapılmadığı ve bu yavaş çalışma pisti bedelinin sözleşmeye göre * TL olduğu, sözleşme dışı keşif artışı ve sözleşme dışı imalatlar sebebiyle yapılan fazla imalat ve değişikliklerin ise toplam değerinin *TL olduğu, dolayısıyla davalı yüklenicinin yapmış olduğu ilave imalat ve işler bedelinin yapılmayan imalat bedelinden daha fazla olduğu ve …nün kontrol heyeti tarafından ilave yapılan imalat işler bedelinin sözleşmeye göre yapılması gerekip de, yapılmayan yavaş çalışma pist bedeline bağlandığı, yani mütaahhide daha fazla bir bedel ödenmesi gerekirken, daha az bir bedelin ödendiği, bu bakımdan davacının fazla yapmış bir ödeme bulunmadığı gerekçeleriyle, davacının davasının sübut bulunmadığı 
Devamı...

Belediye Hizmet Binası Dış Cephe Kaplaması, Başkanlık ve Arşiv Katları Dekorasyonu işini ihale ile aldığı, bu kapsamda klima cihazlarının, demontaj, montaj, borulama, kablolama vb.işlemlerle klimaların kurulması işinin de davalı tarafından davacıya verildiği, taraflar arasında alt /üst taşeron ilişkisinin bulunduğu, davacının da alt taşeron olarak davalıdan aldığı işin yapılıp teslim edilmesine rağmen faturaya dayalı bu alacağını alamadığını iddia ettiği ve huzurdaki itirazın iptal davası
Devamı...

Davalı tarafça davacının eksik ve ayıplı işlerinin bulunduğu belirtilmediği gibi, yargılama sırasında da nakit teminat kesintisinin yarısına denk gelen * TL karşılığı* euro ödeme yapılmış bulunmaktadır. Bu durumda sözleşmenin 13. Maddesindeki nakit teminat kesintisinin iadesi şartlarının oluştuğu anlaşılmaktadır. İcra takibinde * TL asıl alacak ve* TL işlemiş faiz olmak üzere toplam*TL üzerinden alacak talebinde bulunulmuş ve dava da bu miktar üzerinden açılmıştır. Davalı tarafça dava tarihinden sonra * TL karşılığı * euro ödeme yapılmasına rağmen, mahkemece bu miktarın icra müdürlüğünce infazda dikkate alınmasına karar verilmesi yerine, bu miktar ödeme düşüldükten sonra kalan* TL asıl alacak ve *TL işlemiş faiz olmak üzere toplam * TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi yerinde olmamıştır. Yine, alacak likit olup ödenmesi gereken miktar belirli olduğundan icra inkar tazminatı şartları oluşmuş ise de, %20 oranındaki icra inkar tazminatının takip talebinde istenen *TL asıl alacak üzerinden hükmedilmesi gerekirken, ödemeden sonra kalan miktar esas alınarak * TL asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi de yerinde olmamıştır. Bunun gibi, davacı lehine yargılama giderleri ve vekalet ücreti hesabında da takipteki asıl alacak miktarı üzerinden hesaplama yapılmaması hatalı olmuştur. Davalı tarafça %20 oranında kötüniyet tazmiantına hükmedilmesi talep edilmesi
Devamı...

sözleşmenin götürü bedelli olup, yüklenicinin arsa payı dışında bir bedel isteyemeyeceği, sözleşmede bulunan aksine hükmün geçerli olmayacağı, ayrıca yüklenici tarafından sözleşme gereğince arsa sahibine bağımsız bölüm tesliminin ticari faaliyet olmadığından KDV ye tabi bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de, öncelikle yukarıda işaret edildiği üzere, taraflar BK nın *maddesi hilafına düzenlemeler yapabilirler
Devamı...

inşaat sözleşmeleri karşılıklı edimler içerip, kendi edimini yerine getirmeyen taraf, karşı taraftan ediminin ifasını isteyemez . Arsa sahibinin edimi, inşaat yapılacak arsayı, inşaat yapımına uygun biçimde (ayıpsız) teslim etmektir. Somut olayda, arsaya komşu parselin tecavüzü nedeniyle inşaat yapımına uygun bulunmadığı görülmüştür. Arsadaki bu ayıp giderilmeden yüklenicinin inşaata başlaması beklenemeyeceği gibi yasal olarak da mümkün olmadığından gecikmede kusurun varlığından söz edilemez. İnşaat yapım süresi ancak arsadaki kusurun giderilmesiyle başlar. Nitekim, komşu parsel tecavüzü önlendikten sonra makul sürede ruhsat alınarak inşaata başlanmış ve yargılama aşamasında inşaat büyük oranda tamamlanmıştır. Kaldı ki, fesih davası devam ettiği sürece yüklenicinin inşaata devam zorunluluğu da yoktur. Buna rağmen inşaata devam edilmiş bulunması ve inşaatın yasaya aykırılığı da iddia edilmediğine göre, yüklenininin kusurlu olduğu kabul edilemez. O halde açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmelidir. Bu hususlar üzerinde durulmadan ve hukuki değerlendirme de hataya düşülerek davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması uygun görülmüştür
Devamı...

Eser sözleşmelerinde yüklenicinin işi ayıplı ifası halinde ayıbın giderilmesi bedeline hükmedildiği takdirde eserde ayrıca değer kaybı oluşacağı kabul edilemeyeceğinden ayıbın giderilmesi bedeli *ile birlikte ayrıca değer kaybı adı altında *ye hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden de davalı yüklenici … lehine bozulması gerekirken temyiz incelemesinde bu husus zuhulen gözden kaçırıldığından Dairemizin bozma ilamına ayrı bir bent halinde eklenmesi suretiyle kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir
Devamı...